Halkın zarafeti ve elitler!

İster sosyal demokrat, ister ulusalcı, ister Türk-İslam sentezcisi olsunlar…
Elitist akıl hocalığına soyunanlar hep halkın onlara karşı zarif tahammülü sayesinde iddialarını sürdürdüler.
Küstah özgüvenleri de çoğu zaman bu olguya yaslanır.
Anadolu insanı, onların hayata dair cahilliklerini ve ihtiraslarını mümkün mertebe yüzlerine vurmadan seyretmeyi tercih etmiştir.
Bu siyasette de böyledir, düğünde ve cenazede de…
Kasabaya yerleşen şehirlilerin yerlilere karşı utanmazca kabalıklarını sergiledikleri “kaynaşma toplantıları”nda da böyledir, üniversite hocalarının öğrenciyle tanışma toplantılarında da…
Halk çocukları çoğu zaman karşısındakinin yanlışını fark etmesini bekler. O da olmuyorsa, saygıda kusur etmeden kendi duruşunu hissettirir.
Peki, varlıkları devletten menkul “elitler”imiz bunu anlarlar mı? Ne gezer!
***
Ekmeleddin Bey, Sakarya’da dolaşırken karşısına çıkan gençler ona demiş ki…
“Yanlış çatıdan geldiniz ama size saygımız var. Orada sıkıntı yok!”
Şimdi bu sözler Ekmeleddin Bey, Taha Bey, Aydın Bey ve diğerlerini sevindirdiyse, vah ki vah!
Çünkü bu sözler Ekmeleddin Bey’in siyasi duruşuna değil, kişisel müktesebatına saygı ifadesidir.
Fakat Çatı Adayı bütün “elitler” gibi buradaki inceliği anlamamış ve aklı sıra lafını yapıştırmıştır: “Ben bütün milletin temsilcisiyim.”
Nasıl olsa, efendi çocuklar yüzüne karşı “bütün sözleriniz milletin değil devletin, hem de eski devletin temsilcisi olduğunuzu gösteriyor” demeyecek, sizi ayaküstü incitmeyecektir!
Ama artık Ekmeleddin Bey ve arkasındakilere seslenmek gerekiyor…
Alemi kör, herkesi sersem sanmaktan vazgeçin!
Bir toparlanın, silkelenin ve mümkünse artık ortalıktan çekilin!